BAĞLANTILAR

25 Şubat 2014 Salı

Düş'ün Kurgusu

Gözlerim kapalı. Bir düşe dalmıştım. Zamanın ve hayatın ilk kez bana oynadığı bir düşe. Gözlerimi açtım, gerçekti. Hayatım boyunca görmediğim bir gerçekti. Artık sen vardın. 

Zaman ve hayat kaotik düzende seni ve beni aynı çizgiye koymuştu artık. İlerleyen zaman büyüttü seni. Öyle yakın oldun ve oldum ki. Her şeyde var olundu. Yokluğunun zamanlarında içim derinlerine dalar, gelmeni beklerdi. Her olmayışın, benden bir şeyler alıp götürür gibiydi.

Nice yazılar yazdım sana, farkında bile değildin belki. Kimini okudun kimisi kaldı öylece bende. İstikametimi senin için hep sana çevirdim. Olmadığın her gün, yokluk gömüyordu beni düş mezarlığıma. Yokluğunu düş-kurgularımda duyuyordum. Ama sen; belki yokluğumu hissedersin.  Kim bilir, belki varlığım da yoktu sende. Hiç anlamadın.

 
Ben; rezil, kötü biri oldum şimdi. Kendimce çok rahat tanımlama yapabilirim: Ben kötüyüm. Ya da bilmiyorum; gerçekten ben var mıydım? Neşelerim kâbusum oluyordu yokluğun düş-kurgusunda. Bilmiyorum, düşlerim aslında sadece bir düş belki. Gerçeğe doğru ilerlese de aslında akılda kalan bir kurgu belki. Şimdi bir adım atsam diyorum hep, en son adım. Belki yok oluş; belki sen, var oluşa evrilen...


Sen, saklı düşlerin kahramanı, bilinmeyenlerin gizemi, söylenmeyenlerin sesiydin. Yolumu çiziyordum sana, sen bilmezken. Senin, sadece senin kayboluşun yoktu. Bir var oluş da var ediyordu kayboluşu. Hayatımda hiç kaybolmadan aslında kayboluyordum. Dışardan görünmezce kayboluyordum. Yine anlamadın belki beni. Derin düşünüp ayrıntıyı yakalamak zordu. Sen, olan; ama bu sefer oluş sırasında gelen düş-kayboluşlarında yok olan ve yiten zamanlar kuyusundasın...

O görmediğim gerçeğe uzanırken ben; belki şimdi uzaklaşacaktın sen. Düş-kurgularının kayboluşlarında çoktan kaybolmuştum ben. Koşulsuz, ama düşünsel…

Kötü biriyim tercihen, kurgularım düşten olduğundan belki. Dışsal var oluşla içsel yok oluşun uyumsuzluğunda, sokaklarda içerde biriken o patlamalık sıkışmış düşüncelerin rahatsız eden yoğunluğunu duyuyordum ben. Ama hep farklı bir şey bekledim. Halen de buna karşı ne durumda olduğumu bilmiyorum. Sıkışmış trafiğin kırmızı ışıklarından geçiyorum.

İyiydi önceden, ışıklar henüz düşmemiş, henüz kapanmamıştı. Yanıyordu hâlâ. Yaşadıkça kitaplar kadar çoğaldın satırlarımda. Yine de derinlerimde, karmaşık bir düzende devam ediyordu her şey. Derin anlamlar yükledim kendime. Artık hiçbir şey beni ben olmaktan çıkaramazdı. Düş-kurgusu, kayboluşun patlamalık yoğunluğunda sağlığı tehdit edici derin bir yoldu. Bu kurgunun geniş imgeleminden hiç çık(a)madım.

Tüm düş-yazılarımı sulara bıraktım, kaotik ve bükülen evrende bir yerde görmen için. Yaptığım her şey bir şey içindi. Bu son adımım, aslında yeni başlangıç için ilk adımım diye suları kirlettim. Var oluşumla yaydığım kendi kirlerim, bumerang etkisini gösterdi bende. Kendimi kirlettim. Sen ise bunu ne anladın, ne de gördün. Bir tek kendi bildiğin düzlemde devam ettin. Anlamadın beni. Haklı olsam da kendimi anı anına savunacak kadar öfkeli ve tecrübeli değilim. Sevgi, barış, huzur ve iyilik doluluğumla temiz olsam da ben kirliyim dedim. 

Anlaşılamamak, durduk yere kirini bana gösterdi. Kustu üstüme bütün duvarlar. Altta; pisliğin içinde akıverdim, tertemizce. Artık ne yapsam da anlaşılamamak derin bir birikmişlik yoğunluğuna attı beni. Senin düş-kurgusunda bir gerçekliğe dönüşmene neden oldu.

Hayır, söylemlerim ve anlaşılamamak düş-kurgusundan dolayı değildi. Bu evrende anlaşılamamak duygusunun hep içinde olduğumdan dolayı düş-kurgularım vardı. 

08.2010
(Taslaklar defterimde eskiden karalanmış notlardan)

20 Şubat 2014 Perşembe

İstanbul'da Sis Olunca

19 Şubat 2014 tarihinde İstanbul'da sis vardı, az çok sosyal medyada, haberlerde ve farklı mecralarda gündeme geldi. Ben de bu yoğun sisin olduğu sırada Kadıköy'e geçtim. Metrobüsle tabii ki. İyi ki öyle yapmışım, çünkü daha Avrupa tarafındayken sis çok fazla yoktu. Olmadığı için her zaman tercih ettiğim vapuru seçebilirdim. Söğütlüçeşme'den Yoğurtçu Parkı'na geçtim ve her zamanki turuma bu sefer ters istikametten başlayarak Kadıköy rıhtıma doğru yürüdüm.

Sisli günlerde fotoğraf çekmek ayrı bir güzelliktir. Benimle beraber elinde makineyle dolaşan birkaç kişi daha vardı. Kimi karşı istikametten geliyordu, kimisi de benim gibi aynı yöndeydi. Çok uzatmayayım, sis olunca fotoğraflar da ayrı bir güzel olur. Hepsi olmasa da çektiğim çoğu fotoğrafı yükledim. İşte o fotoğraflar için web albümünün bulunduğu linke tıklayabilirsiniz:

--- Fotoğraflar için buraya tıklayınız ---