BAĞLANTILAR

26 Şubat 2020 Çarşamba

Etkisi fazla olabilen birkaç müzik ile küçük seçki

Artık devri bitti tabi, ama bloga en son haziran 2018 tarihinde bir yazı yazmışım. Girmeyeli de hayli fazla zaman geçmiş. Bu yazıyı da herhangi bir bilgi vermek için de yazmayayım dedim. Bir müzik paylaşımı olarak düşünülebilir. Hem blogu güncellediğimi ve aslında halen buralarda olduğumu biraz olsun göstereyim hem.

Eskiden, dinlediğimiz müziklere kolayca ulaşamadığımız zamanlarda böyle bloglarda yazılanları keşfederek, kendi çabamızla araştırarak ve bazen de bir şekilde denk geldikçe müzikleri öğrenir ve dinlerdik. O şekilde daha değerli olurdu tabi. Şimdi bir müzik dinleseniz, yapay zekalı algoritmalar sizin müzik zevkinizden yola çıkarak benzer olanları karşınıza çıkarıyor. E bu da iyi bir şey bir yandan tabi. Hem müziğe ulaşmak için günlerce arayış içinde olmuyorsunuz. Veya gerçekten bir tesadüf olma olasılığını düşürüyor. İyi mi kötü mü bilemedim. Neyse.


İşte henüz o tüketme çağında olmadığımız zamanlarda, bir yerlerde bir şekilde bu müzikleri dinleyenler olurdu. Elbette post-rock türü radyoda vb yerlerde çalmıyordu. O farklı bir şey. Yine internet varken buluyorduk. Ama o yıllarda hani milenyum zamanları diyeyim, belli kişiler belli konularda belli sitelerde toplanırdı. O değerli bir anlam katardı. Herkes kendi bildiğinden bir şeyler paylaşırdı. Hemen herkes senin gibi düşünür ve gerçekten kalite aşağı inmezdi. Öyle sayfalar, forumlar. Yerli yabancı fark etmeden. Bu tip zamanlardan çıkıp şimdi günümüz döneminde bir şekilde varlığını sürdüren müzisyenler var halen. O yıllarda kendim keşfettiğim, takıldığım internet sitelerinde başkalarından öğrendiğim ve bilumum birçok süreç sonucu artık müzik arşivimi oluşturduğum isimleri halen dinlerim. Bir kısmının tarzı değişti, bir kısmı halen devam ediyor olduğu gibi. Vs. Dolayısıyla yeni eski karışık birkaç müzik paylaşımım olsun.

Aslında bir müzik paylaşımı yazısıydı ama bir şekilde yine eskiye giriş yapınca devamını yazasım geldi. İlk müzik, God Is An Astronaut - Reverse World olsun. Elbette en sevdiğim parçaları bu değil ama hem klibiyle, hem her zamanki bildiğimiz tarzıyla orada öylece çaladursun:



Ve bir milenyum yıkılışı. Elbette çıkmasından çok sonraları yine bir site üzerinden keşfetmiştim onları da. Er geç öğrenecektim yapay zeka çağında ama çok öncesinde bu müziği dinliyor olmak da sanırım değerli. İkinci olarak Godspeed You! Black Emperor elbette ve çalan tonlar ise Moya!


Ve bütün bir albüm olarak Mooncake de unutulmamalı. Lagrange Points albümünde bulunan tüm parçalar sınırları zorlayan türdedir.


Bu yazıyı da bu üç örneği bırakıp sonlandırayım. Ne de olsa uzun zaman sonra ilk kez bir güncelleme amaçlı yazdım. Belki bu blogu okuyanlar arasında birileri de bu postu görür ve bu müzikleri keşfeder. Ya da bildiği bir şey üzerinde yeni bir şey görür. Bilinmez. Kendi kendine bu antik blogumun sayfalarında kalsın bakalım. İyi dinlemeler olsun. Umarım blogu da daha iyi şekilde güncellerim.