BAĞLANTILAR

2 Temmuz 2017 Pazar

Yeni Proje Açıklandı. Beyoğlu Sineması Kapanıyor Mu?


Son günlerde Beyoğlu Sineması yönetiminin yaptığı bir açıklama sonrasında, sinema salonunun kapanacağını duymuştuk. Bilirsiniz, burası uzun yıllardan beri sinema sektörünün kaliteli eserlerinin gösterime girdiği nadir yerlerden biridir. Son yıllarda da gün geçmiyor ki yeni bir sanat ikonu mekân kapanmıyor olsun. Ancak görünen o ki, buraların da kendi içinde bazı sıkıntılar yaşaması, doğal olarak farklı girişimler duymamıza da neden oluyor.

BEYOĞLU SİNEMASI’NIN YERİ
Beyoğlu Sineması; Taksim’de, İstiklal Caddesi’nden aşağı doğru inerken sağda, numara 62’de bulunan Halep Pasajı’nın içinde yer alır. Hemen karşısında da Atlas Pasajı ve onun içinde de Atlas Sineması vardır. Bilindiği gibi uzun yıllardan beri bu iki sinema salonu, İstanbul’daki sinema hayatının kalbi olmuştur. Tabi bu ikiliye Emek Sineması gibi esaslı bir yer daha dahildi; ama o konuya girmiyorum haliyle.


Tarihinden günümüze çeşitli kültür sanat etkinliklerinin önemli adreslerinden biri olan Halep Pasajı’nın içinde bulunan Beyoğlu Sineması ve aynı yerde farklı salonlarıyla Pera Sineması da orada, pasajın içinde yer alır. 

Sinema salonunun bulunduğu Halep Pasajı, 1885 yılında Halepli bir işadamı tarafından yaptırılıyor. Bu yüzden de adı Halep Pasajı olmuş. İlk açıldığı yıllarda içeride bir sirkin de olduğu biliniyor. Zaman içinde çeşitli etkinlikler, tiyatrolar vb birçok alanda gösterilerin merkezi haline gelmiş burası.


1885 yılında Halep Pasajı açılırken, Beyoğlu Sineması’nın kendi internet sitesindeki bilgiye göre burası da 10 Aralık 1989’da açılmış. Ancak şu anda sinek avlayan Beyoğlu İstiklal Caddesi’nin rağbet görmeyen mekânlarından biri durumunda. 


KAPANACAK DUYURUSU GELDİ

Daha önce de 2013 yılında benzer sıkıntıların eşiğinde gelen Beyoğlu Sineması, geçtiğimiz Haziran ayında da yine bir açıklama yapmıştı. Yine mali sıkıntılar nedeniyle kapanacağı duyuruldu. Elbette bunun sebebi tahmin edilebileceği gibi.

Günümüzde sanat anlayışının kitle kültürü içinde, sanal dünyanın da etkisiyle eridiğini düşünürsek, yaşanan bu durumun da sebebini anlayacağız gibi. Burada bir örneklem olarak Beyoğlu Sineması’nı alabiliriz, ancak yaşanan sorunu genel olarak düşünürsek daha önemli ve vahim sonuçlara ulaşacağız gibi geliyor. 

Sanatın maddi getiri konusunda söz sahibi olamadığı ve pazar ilişkisi sirkülasyonunda kendine yer edinemediği toplumlarda, ister istemez yaşanan hadise benzer sonuçları meydana getiriyor. Burada yaşanan durum da böyle olmuştur.

İSTANBUL’DA BAĞIMSIZ FİLMLERİN GÖSTERİM YERİ

Biliniyor ki artık sinema salonları Avm’lere tıkılmış durumda. Bu tam olarak bir sorun olmasa da orada gösterilen filmler, sinema endüstrisinde yapım-pazar-dağıtım ağı içinde kendine yer bulan ana akım filmler. Haliyle ana akım (mainstream) kitle ağını da kendi döngüsünde oluşturacağı için sanat anlayışlı pazar sisteminin dışında yer alan her türlü sanat eseri, kendi kısıtlı evreninde var olmak durumunda kalıyor. Ancak bu kendi evreninden bahsettiğim de elbette çok küçük bir alan. Belli kişiler ve belli ağlar üzerinden işleyen, maddi getirisi arka planda olan işler elbette zaman içinde kendi zorluğunu yaşıyor. 

Bağımsız olarak adlandırılan, maddi kaygıdan çok eserin içeriğinin daha çok önem kazandığı sinema filmlerinin gösterim yeri bulamayışı, bulsa bile kendi kitlesinin ona sahip çıkmaması nedeniyle işte böyle durumlar yaşanabiliyor.



SİNEMA SALONUNUN TARİHTEN GELEN YAPISI
 
İnsanların alışkanlıkları, ihtiyaçları ve teknolojiler değiştikçe bazen sabit kalan da kendine yer bulamayabiliyor. Bilindiği gibi Beyoğlu Sineması salonlarının, koltuklarının oraya giden kitleler tarafından rahat olmadığı söylemleri, giderek azalan seyirci, sanat/bağımsız anlayışlı filmlerin gösterim alanlarının sanal dünyaya ve sadece festivallere kayması birçok etkenden biri olabilir. 

Hal böyle olunca da bir dönem, bir çağ analizi düşüncesiyle, Beyoğlu Sineması örneğini verebiliriz. Aslında mesele sadece Beyoğlu Sineması değil, daha vahim bir meseledir. Burası da daha kötü olabilecek bir durum öncesindeki aşamalardan biri gibi düşünülebilir. 

Daha önce İstiklal Kitabevi’nin kapanışı üzerine de yazmıştım. Çünkü o da aynı çağ işleyişinin sonuçlarından birini yaşamıştı.

SONRADAN YENİ AÇIKLAMA GELDİ


Sinema yönetimi, kapanacağını duyurmasından sonra çeşitli haber sitelerinde, çeşitli sanat çevrelerinde konuşulan konulardan biri oldu. “Nasıl destek çıkılır” gibi çözüm yolları elbette arandı. En son yeni bir açıklama daha geldi. Beyoğlu Sineması yönetimi, kendi sitelerinden yaptığı açıklamada kapanmanın şimdilik ertelendiğini ve bir üyelik sistemi hazırladıklarını duyurdu. 

“Beyoğlu Sineması Kartı” adlı bir projenin hayata geçeceği yönünde bilgilerin verileceği açıklandı. Açıklamada da dikkat çeken bir diğer önemli nokta Rexx ve Atlas sinemalarına da değinilmiş olmasıdır. Yazının yukarıdaki kısımlarında da bahsettiğim gibi, bu sadece Beyoğlu Sineması’nın kapanması durumu değildir. 

Daha geniş baktığımızda mesele halen içinde olduğumuz değişim/dönüşüm halindeki çağ gereksinimlerinin değişiyor olmasıdır. Ancak bu değişim yaşanırken mevcutta kaliteli olarak var olan, kendini koruyabilmedir. Bu da ona olan destek, verilen önem ve sahip çıkılmasıyla ilişkilidir.

İlk gösterimini 1989 yılında Dolunay adlı filmle yapan Beyoğlu Sineması, halka ulaşmakta zorlanan özgün ve bağımsız filmlerin gösterimini yapan nadir yerlerden biri olarak, sonrasında ne olursa olsun zihnimizde kalacaktır.

 KART PROJESİ HAYATA GEÇTİ

Yapılan duyurunun ardından yapılan basın toplantısında, Beyoğlu Sineması'nı kurtarmak için kart projesi resmi olarak tanıtıldı. Mevcut borçlardan çıkabilmek, kitleyi yeniden salona çekebilmek için tanıtılan kart projesi, çeşitli gelir durumlarına göre farklı kategorilerde hazırlanmış.

1 Haziran 2018 yılına kadar geçerli olacak olan kartlarda, 10 film için 100 TL'lik öğrenci kartı, 250 TL (15 film), 500 TL (30 film) ve 1000 TL 'lik (sınırsız film) paketler sunuldu.



Kaynak bilgisi, sinema kuruluş bilgisi ve duyuru görseli: www.beyoglusinemasi.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder