
Nereden geldi takıldı belki anlamsız belki anlamlı bu cümle
bilmiyorum. Ama şu tarihlerde fazlaca geliyor aklıma:
- Makine Bozuldu,
Tren Durdu; Masa Buldu, Camdakini Aldı.
Bir değişim mi, yeni bir başlangıç mı, aldırmazlık mı,
öncekini düşünmemek mi? Belki hepsi belki hiçbiri. Zamanı gelince görülür belki
gerçek anlamı. Henüz erken belki de, kim bilebilir ki; gerçeğe oturtulmuş
imgeler çıkartan benim dışımda…
Ve evet, hoşnutsuzluk mu, kayboluş mu, o zaman aşamalarına
başlanmalıdır. Öncelikle temelden başlamalı.
Karmaşa içinde; tanıdık ve tanımadık insanların arasından
kayboluşa varmak tek başına hiçbir şey değildir. Çünkü aramak yoksa kayboluş da
yoktur. Yok oluş vardır. Geride bırakılanlar, sana değerini veren ise bu bir
kayboluş olmuştur. Ancak tam tersi ise, o kişilerin değer sorgulaması
gerekebilir ve yok olmak doğru bir karar olmuş olabilir. Çünkü zaten umurlarında
bile değilsin ki zaten!
Ve kayboluşlar, aslında çok zaman öncesinden gelir.
Günışığına çıkması, üzerindeki toprağın açılmasına bağlıdır. Bu toprağı açacak
kişiler ise, yine az çok değer veren ve arayışa geçen kişilerdir. Bir anda fark
edilmiş olsa da, aslında bir kayboluşun çok önceden belirtiler veren yapısı ve
baştan sona ilerleyen evreleri vardır. Kayboluş özeldir, ağırdan gelir.
Derinden akar. Ses çıkarmaz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder